top of page

Dünyanın en çapkın ve en uzun yaşayan adamı

 

Yaşadığı dönemde tüm dünyanın ilgisini çeken ve tam 157 yıl yaşayan Zaro Ağa, dünyanın en uzun yaşayan adamı unvanına sahip. Zaro Ağa, yaşamı boyunca 10 Osmanlı sultanı, bir cumhurbaşkanı, 2 başbakan görmüş biri. Kendisi de bu yıllar içinde 6 önemli savaşa katıldı. Doğup büyüdüğü topraklarda ise Zaro Ağa’nın torunları onun uzun ömrünü aratmaz durumda. Köyünde tam 9 defa evlenen Zaro Ağa’nın soyundan gelenlerin günümüzde doksan yaşından önce ölmedikleri belirlendi.

Dünyanın ücra bir köşesinde, neredeyse bağlı olduğu devletin varlığından bile bihaber olan Meydan köyü, Zaro Ağa’nın dünyaya gözlerini açtığı yerdi. 1777 yılında doğan Zaro Ağa Bitlis’in Mutki ilçesinden İstanbul’a çalışmak için gitti. Selimiye Kışlası, Ortaköy ve Tophane Camii’nin inşaatında çalıştı, daha sonra köyüne döndü. Burada 3 defa evlenen Ağa, daha çok para kazanmak için tekrar İstanbul’a yol aldı. Zaro Ağa, iri yarı ve kuvvetli olduğundan saray idaresinin dikkatini çekti ve burada çalışmaya başladı. Yıllar sonra doğduğu topraklarda savaş çıkınca, tekrar memleketine dönmek zorunda kaldı. Mensup olduğu Şerif Mirza Aşireti’yle birlikte savaşta kendisi de yer aldı. Savaştan sonra köyünde altı evlilik daha yapan Zaro Ağa, nesli bugünlere gelecek evlatlar bırakarak İstanbul’a göç etti. Namının bu günlere taşınması ise son İstanbul macerası olacaktı. Bundan sonra bir daha köyüne dönmeyen Ağa’nın İstanbul’da da 14 kez evlendiği bilinir.

z6

Yıllara meydan okumuş olan Zora Ağa’nın köyünde onun soyundan gelen aileler hala yaşamını sürdürüyor. Yaşadığı dönemde dünya medyasını en çok ilgilendiren konulardan birisi de Zaro Ağa’nın evlilik yaşamı olmuştu. Bitlis’in Meydan köyünde, onun soyundan gelen insanları bulmak hiçte zor değil. Köyde aileler birçok bağla zaten akraba durumunda. Zaro Ağa’nın torunları da olması düşünüldüğü gibi ortalama seksen yaş ömür yaşıyorlar. Memleketinde 9 defa evlendiği söylense de, Zaro Ağa’nın köyünde tam olarak kaç evlilik yaptığı ise bilinmiyor. Bu bilinmeyenlere karşı köyde Zaro Ağa’nın beşi kız olmak üzere on üç çocuğu olduğu söylenir. Zaro Ağa’ya “Neden bu kadar çok evleniyorsun” diye sorulduğunda, “Ne yapayım, aldığım kadınlar çabuk ihtiyarlayıp ölüyorlar” şeklinde cevaplamış.

Zaro Ağa’nın Amerika günleri

Henüz Cumhuriyetin ilk yıllarında iken iki Amerikalı, Zaro Ağa’nın namını duydu. Birçok vaatlerde bulundu ve onu Amerika’ya götürmeye ikna etti. Belki de sıkıntılarla geçirdiği hayatının son döneminde biraz olsun rahat etmek istemiş olan Zaro Ağa, bu iki yabancının istediklerini kabul etti. Ağa Amerika’ya gideceğini en yakınlarına dahi söylememişti. Yolculuk için epeyce hazırlık yapmasına rağmen bundan kimsenin haberi olmamıştı. O gün gideceğini mahalledeki dostlarına dahi söylememiş, İstanbul’daki karısıyla helalleşmeyi kâfi görmüştü. Bir Cuma günü gazetecileri de atlatarak gizlice Amerika’ya gitmek için yola çıkmıştı. Zaro Ağa tüm hazırlıkları bittikten sonra kendisini götürecek Amerikalılar ile birlikte İstanbul’dan ayrıldı. Kendisini çok iyi takip eden İstanbul medyası dahi Zaro Ağa Amerika’ya varana kadar durumu öğrenemedi.



Amerika’ya gemiyle giden Zaro Ağa, yolda İzmir’e de uğradı ve burada halk ile sohbet etti. Bu sohbet sırasında kendisine Amerika’da neler yapacağına dair sorulan bir soruya “Ben şimdi içki aleyhtarlığı yapıyorum. Bu ana kadar ağzıma bir damla içki koymadım. Amerika’ya gidince kendimi göstererek içkinin fenalığını anlatacağım” cevabını verdiği söylenir. Koca çınar, Amerika’ya vardığında epey bir ilgi gördü. Törenle karşılandığı bu yabancı memleket ona biraz korkutucu gelmiş olacak ki ilk günler Amerika’da zamanın pek geçmediğini söyledi. Amerika’ya ayak bastığında bu genç ülke henüz 154 yaşındaydı. Kendisi ise bu ülkeden bir yaş küçüktü. Ancak O ömrünün son yıllarını yaşıyordu. Zaro Ağa’nın Amerika’da olduğunu öğrenen İstanbul Basını bu duruma çok ilgi gösterdi. Amerika’da yaşanan her gelişmeyi ertesi gün gazeteler manşetten okuyucularına ulaştırıyordu. On ay Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde gezdirilen Zaro Ağa yorgun düşüyordu. Ülkesine döndükten sonra 29 Haziran 1934’te, Şişli Etfal Hastanesi’nde ilk kez bir doktorun karşısına çıktı. Bu, aynı zamanda, hayatında bir doktorla son karşılaşması olmuştu.

18 12 49yist 1

Zaro Ağa’nın ölüm haberi dünya basınında geniş yer aldı

Bu denli uzun bir yaşam sürmesi, Zaro Ağa’yı yaşadığı dönemde basının odak noktası haline getirmişti. İngiltere’ye ve Almanya’ya birçok kez ‘uzun yaşamanın sırrı’ için konferanslara davet edildi. Zaro Ağa’nın nasıl bu kadar uzun yaşayabildiği konusunda çeşitli araştırmalar yapıldı. Asırlık çınar, son günlerini İstanbul’da geçirdi. Ömrünün son dönemine kadar doktora hiç gitmeyen Ağa’nın son yılında ciğerlerinde tüberküloz, kalbinde büyüme gibi rahatsızlıklara rastlanmıştı. Tam 1,5 asır yaşayan Zaro Ağa, “en uzun hayatta kalan adam” unvanıyla tüm dünya basınının ilgisini çekebilmeyi başarmış biri olarak tanındı. Öldükten sonra birçok hekim tarafından incelendiği, Amerika’da otopsisi yapıldığına dair iddalar ortaya atılmıştı. Zaro Ağa, tüm araştırmalara rağmen bilim dünyasında kafa karışıklığına neden oldu. 1934 yılında 157 yaşında ölen Zaro Ağa’nın ölüm haberi tüm dünya medyasından duyuruldu. Dünya gazetelerinin bir çoğu Zaro Ağa’nın ölümünü, “Dünyanın en yaşlı adamı öldü” şeklinde yazdı.

Hakkında Kitap yazıldı

Yaşamı kadar ölümüyle de tüm dünyanın ilgisini çeken Zaro Ağa’nın hayatı kitap oldu. Mevlüt Çelebi’nin kaleme aldığı “Dünyanın En Uzun Yaşayan Adamı” isimli kitap okuyucuya sunuldu.

Zaro Ağa’nın Eyüp Kabristanı’nda, mezar taşında şu yazı geçer: “Az yaşa, çok yaşa, akıbet er geç gelir başa!”

This slideshow requires JavaScript.

 

Maşallah Çayır

 

Öne Çıkanlar

En Güncel Haberler

bottom of page