Hitit Mitolojisi – Hedammu ve Ullikummi Şarkısı
Kumarbi (Gökteki Krallık) Efsanesi‘nin devamı olan Hedammu ve Ullikummi Şarkısı’nda Fırtına Tanrısı Teşup’un, krallık tahtına oturması konu edilmektedir. Efsanenin devamı, Ullikummi Şarkısı’nda Kumarbi’nin, Fırtına Tanrısı’na karşı bazı planlar kurduğu ile başlamaktadır: “Kurduğu plan ile Kumarbi aniden tahtından kalkar ve eline asayı, ayaklarına hızlı rüzgârları koyarak Urkiş kentinde soğuk bir pınarın başına gelir. Burada bulunan kaya ile beş kez birlikte olur. Sonra Kumarbi, bir erkek çocuk doğurur. Kader ve Ana Tanrıçalar, çocuğu kaldırıp Kumarbi’nin dizlerine yatırır. Kumarbi, çocuğuna ‘Kummiya kentini sıkıştırsın ve Teşup’u yensin’ diye Ullikummi ismini vererek, onu İrşira tanrılarına emanet eder. İrşira tanrıları, Ullikummi’yi Upelluri’nin sağ omzuna yerleştirirler. Artık Ullikummi, onbeş gün içinde burada büyüyecek ve beline kadar gelen denizde dizleri üzerinde, ok gibi durucaktır. Güneş Tanrısı denizde, çok hızlı bir şekilde büyüyen Ullikummi’yi yakından gördüğünde onun, diğer tanrılardan farklı bir yapısı olduğunu hemen anlar ve Teşup’un yanına gider. Teşup, ona ikramda bulunur fakat Güneş Tanrısı Ullikummi’nin dehşet veren görüntüsünden dolayı canı sıkkındır ve bir şeye dokunmaz; kalkar, gökyüzüne çıkar. Güneş Tanrısı’nın ayrılmasından sonra Teşup, Taşmişu ve Şauşga Ullikummi’yi görmeye giderler. Ancak Ullikummi’nin görüntüsü Teşup’u korkutur ve böyle biriyle baş edemeyeceğini düşünerek ağlamaya başlar. Fakat Şauşka, ‘o aptaldır, bundan dolayı cesareti de on mislidir’ telkinleriyle onu yatıştırır. Bu arada Şauşka süslenerek, parmaklarına zilleri takarak ve bir müzik aleti ile şarkı söyleyerek kardeşi Teşup’a yardım etmek ister. Fakat sesini Ullikummi’ye duyurması imkânsızdır. Çünkü Ullikummi sağırdır ve gözleri de kördür. Bunun üzerine Şauşga oradan ayrılır. Artık Teşup için Ullikummi ile savaşa tutuşmak kaçınılmazdır. Taşmişu’ya savaş hazırlıkları için emirler verir. Savaşa fırtınalar ve yağmurlar da eşlik eder ama bu savaşın nasıl geliştiği tabletin bu bölümünün kırık olmasından dolayı öğrenilmemektedir. Ancak şurası bir gerçektir ki Teşup ve yandaşları bu savaşta mağlup olmuştur. Teşup’un karısı Hepat’ın bu durumdan haberi henüz yoktur. Taşmişu’dan, kocasının mağlubiyetini duyar ve bayılır. Bu arada kardeşi Taşmişu, Teşup’a, tanrı Ea’nın yardıma çağrılmasını önerir. Bu yardımın olup olmadığı metnin kırık olmasından öğrenilmemektedir. Ancak Ea, Ullikummi’yi omzunda büyüten Upelluri’ye: ‘Kumarbi’nin, Ullikummi’yi, Teşup’u öldürtmek için büyüttüğünü’ söyler. Upelluri de: ‘Yeryüzü ve gökyüzünü ayırdıkları bakır bıçağı getirsinler. Biz Kumarbi’nin bir asi olarak tanrılara karşı büyüttüğü Ullikummi’nin ayaklarının altını keseceğiz,’ der. Ayakları yerden kesilen Ullikummi güçsüz kalır ve Teşup, Ullikummi ile savaşır. Ancak sonuç tablet kırık olduğundan dolayı bilinmemekle birlikte herhalde zafer Teşup’undur.
Bu efsanenin temelinde yatan eski ve yeni tanrılar arasındaki mücadeleler Mısır, Babil ve Ugarit mitlerindan da bilinmektedir. Bu efsane Fenikeliler aracılığıyla Yunanlılara geçmiştir. Gökyüzü krallığında geçen Anu=Uranos, Kumarbi=Kronos, Teşup=Zeus olduğu VIII. yy. Grek şairi Hesiodos’un Tanrıların Doğuşu (Theogonia)’sından anlaşılmaktadır. Efsaneye göre, Uranos çocuklarına kin besler ve onları karısı Gaia’nın vücudundan gün ışığına çıkartmaz. Bunun üzerine Gaia, Kronos’u babasına karşı ayaklandırır ve Kronos babasının erkeklik organını bir orak ile keser. Buradan yeryüzüne akan kandan (Eriny=Dişi İntikam Tanrıları) devler, Melos perileri ve uzvun denize atılması ile oluşan köpükten Aşk Tanrısı Aphrodite doğar. Bu arada Ullikummi efsanesinde geçen ‘Yeryüzü ve gökyüzünü ayırdıkları bakır bıçağı getirsinler,’ cümlesinden Sumerler tarafından evrenin yaratılışı konusunda kaleme alınmış efsanelerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Çünkü Sumerlere göre, yer ve gök önceden bitişikti sonradan ayrılmıştı: “Gök yerden ayrıldıktan sonra, yer gökten ayrıldıktan sonra, insanın adı konulduktan sonra, An göğü alıp götürdükten sonra, Enlil yeri alıp götürdükten sonra”.
コメント