top of page

Objelerle Söyleşi-I

1970 Dünya Kupası Resmi Top’u “Telstar” ile Komik bir Söyleşi


 

Ben bir Top değilim Telstar’ım


Son Dünya Kupasında Sao Paulo kentindeki futbol müzesinde sergilenen efsane futbol toplarından Telstar, eski günlerin özlemini dile getiriyor. 1970 Meksika’da oynanan Dünya kupasında Adidas tarafından üretilen Telstar,”Pele’nin yıldız olduğu zamanlardı. O zaman ki futbol coşkusunu şuan bulmak çok zor”diye konuştu. Yılların getirilerini ve bugünkü futbolu konuştuk efsane futbol topuyla…


Dünya Kupası tarihinin ilk modern topu olan Telstar’ın birçok ilginç özelliği var. En önemlisi, bu top şimdilerde olduğu gibi tamamen fabrikasyon değil. Beşgen ve altıngenlerden oluşan Telstar, tamamen el yordamıyla dikiliyor. 1970 Dünya Kupası televizyonlarda canlı yayınlanan ilk kupa olurken, top da ona göre dizayn ediliyor. Malumunuz o dönem renkli televizyonlar olmadığı için siyah beyaz renkleri seyirciler daha iyi görebilsin diye seçiliyor ve adını da buradan alıyor. Televizyonun starı, çoğumuzun çocukluğundan hatırladığı o beşgenli siyah beyaz topların ilki olarak tarihe geçiyor. Futbol yaşamında 44 yılı geride bırakan “Yaşayan Efsane” Telstar ile her telden çaldık.


-Önce geçmişe gidelim. Dünyanın en büyük futbol organizasyonunda olduğunuzu öğrendiğinizde ne hissettiniz. Ilk kez dünyanın bir çok ülkesinde aynı anda görüntüleneceksiniz. O günlere geri dönersek tam olarak neler oldu orada ?


-Öncelikle Adidas, !960’larda Dünya Kupası için bizi üretmeye başladı. Eski arkadaşlarım biraz şanssızdı çünkü artık tv denen bütün dünyanın izleyebileceği bir alet çıkmıştı. Ve diğer arkadaşlarım siyah beyaz televizyonda görülemeyecek cinstendi. O yüzden ilk olarak beni siyah beyaz renlerle ürettiler. Ilk gözlerimi açtığımda neyin ne olduğunu bilmiyorum. Beni bir koliye koydular konuşmalarını anlayamıyordum ve birden gürültüler çoğaldı korktum, ağlayamıyordum ancak büyük bir panik yaşadım. O günleri unutamıyorum ve bugün hatırladıkça gülümsüyorum. Çok sonradan anlayacaktım ki Meksika’dayım ve Meksika-Sovyetler Birliği maçı oynanıyor. Çevremde benden daha uzun daha önce hayal meyal hatırladığım cisimler vardı. Sonra tiz bir ses duydum ve biri üzerime doğru geldi. O korku halini gerçekten şuan anlatamam. Bedenime doğru vurmaya başladı ağlıyacak haldeydim ancak sonradan bunun için yaratıldığımı anladım. ( Gülüşmeler )


-O maçta bilindiği gibi 0-0 sona erdi. Durumun ne zaman farkına vardınız. Yani kendinizi tanıma evresinden bahsediyorum.


-İlk maçımdı. Ve daha önce bir antrenman bile yapmadan dünyanın en büyük maçlarından birine çıkmıştım. Daha öncesinde insan bile görememiştim. Üretilirken hayal meyal insan silüetleri hatırlıyordum sadece. Yani kendimi tanımlama evrem biraz uzun sürdü. İkinci maçta artık ne olacağını anlamaya başlamıştım. Kendime özgü uyum sağlama özelliğim var benim. Belki başka toplar olsa toparlanma süreci uzun sürerdi. Ama ben daha ikinci maçımda zevk almaya başlamıştım.


-Belki o zaman farkında değildiniz ama muhteşem bir organizasyonun içindesiniz. Bir çok top sizin yerinizde olmak için havasından vazgeçer. Pele’nin vuruşlarına şahit oldunuz en başta.


-Pele inanılmaz bir isim. İnanılmaz şutlar Onu unutmam mümkün değil. Havam boyunca gözümün önünden gitmeyecek. Şİmdi Ronaldo ve Messi en iyisi deniliyor. Bir çok arkadaşım öve öve bitiremiyor. Ama Pele bir inançtı o zamanlar. Pele’nin yıldız olduğu zamanlardı. O zaman ki futbol coşkusunu şuan bulmak çok zor. Şuan ki futbola bakışla o zaman kı bakış bile farklı en başta..


-Ne yönden farklılıklar var mesela ?


-O zamanlar insanların futbola olan inancı ön plandaydı. Bugünkü futbol lekeli. Büyük paralar var ama tam anlamıyla taraftar odaklı değil. O zamanlar taraftarın mutlu olabilmesi için çok şey vardı. Bugün geniş olanaklar var ama kalite düşük. Son zamanlarda ki şike olayları da cabası. Ben futboldan soğuyorum gerçekten.


-Şikelerin ya da bir takım istenmeyen olayların çıkmasında yayın haklarının da etkisi var mı peki? Sizin isminizin de televizyon ile bir bağlantısı olduğu gerçeği de var. Siz bir ilk olarak ne düşünüyorsunuz?


Adi Dassler, televizyon ekranında daha iyi gözükecek ürüne yani bana Television Star’ın kısaltması olan Telstar adını verdi. Bende o zamanların Tv starı sayılırdım. ( Gülüyor ) Şöhret insanı büyülüyor. Bu bir gerçek. O zamanlar Tv zararlarını düşünemezsiniz. Parlak ışıklar altında her şey farklıdır. İlk baş gürültü bir korku hissiyken sonraları beni benden alan bir hisse dönüşmüştü mesela. Ama şimdi işler değişti. Havamız azaldı. Iniyoruz. Bir top böyle zamanda öğreniyor demek ki olaylara dışardan bakmayı. O zamanları bilemem ama şuan apaçık belli ki yayın hakları bir çok maçın kaderini belirliyor. Büyük takımın büyük tarftarı olur. Bu da yayıncı kuruluş için veli nimet.


-Ne kadar güzel Türkçe konuşuyorsunuz.


–Türkçeyi 2000 yıllarında öğrendim. Uefa kupasında o yılki maçlar için, Adidas’ın Tricolore topu tercih edilmişti. Kendisiyle final sonrası tanıştık. Şuan bile Türkiye’de bulunmamın en büyük sebebi sizin de bidiğiniz gibi onunla tanışmam oldu.


İlk Göz ağrım İlk aşkım


-Tanışmanızdan bahseder misiniz? Nasıl oldu bu? Yani bu kesişmenin kader olduğuna inanır mısınız daha da doğrusu kadere inanır mısınız?


–Elbette kadere inanırım biz Toplar belli bir inanç sistemimiz yoktur ancak yaratılışa inanırız. Biz sadece ayak uydururuz. Inanç insanlara hastır. Ancak aşk için böle şeyler yok. Insan da olsa cansız da olsa aşk aşktır işte. Onun herhangi bir tanımı yok. Bende Tricolore’yi (ben ona Tri diyorum) tanıdığımda kasvetli bir şekilde etrafındaki toplara bir şeyler anlatıyordu. Benim ilgimi çekense 1970 tarihinin geçmesi oldu. Kulak kesildim diyordu ki: “Arsenal ilk Uefa kupasını 1970 de aldı. Bugün de Galatasaray ilk kez bu kupayı Arsenal’i yenerek kazandı.” Hayran bir şekilde anlatıyordu. Tri, bir Galatasaray aşığı olmuş, Türkiye’ye gidecekti. Bi his oluşmuştu bende ancak adını bilemiyordum. ilk kez sahaya çıkarken ki gibi ne diyeceğimi, nasıl hissedeceğimi bilemedim. Işte bir şekilde kader bizi oradan aldı buraya getirdi. Bizimkisi bir top hikayesi… Şimdi uefa müzesinde 14 senedir birlikteyiz. O benim ilk göz ağrım ilk aşkım. Bu bir kaderdir.


-Gerçekten çok farklısınız. Sizin gibi başkaları da var mı ? Yani iki top birlikte yaşayan ?


– Tabiki de hayır. Genellikle bir kaç maça çıkan top kardeşlerim bir daha kullanılmayınca birden sönüyorlar. Hava enerjileri yitip gidiyor. Bazıları antrenman topu olarak devam edip ömürlerini bitiriyorlar. Bizimkisi başka bir hikaye.


-Aranızda ki 30 yaş bir sorun ifade etmiyor anladığım kadarıyla. İlk başlarda sorun oldu mu ?


–Kesinlikle hayır. Onunla konuştuğumda onu rahatlattığımı söylüyor. Bu işler sadece şöhretle olacak şeyler değil. Beni seçmesinin en büyük nedeni kendimi keşfetmem ve şişik durma çabam. Şu an için her şey çok güzel gidiyor. 


                  Ben bir top değilim Telstar’ım


-Son zamanlarda “Justin Bieber size benzetiliyor” tarzı haberler çıkıyor. Bunun gibi bir başka durumda eşcinsellere top diye hitap edilmesi.. Bunlar size zarar veriyor mu ?


–Eğer bu durumda “top” diye nitelendirelen şey karşındakini ezmek için kullanılıyorsa buna karşı çıkarım. Top herhangi bir ezilmiş kitleyi simgelemiyor. Biz top topluluğu ..


-Her neyse bu muhabbetten çıkalım yanlış yerlere kayabilir. Siz kendinizi ne tür bir top görüyorsunuz?


–Öncelikle ben bir top değilim Telstar’ım. Sana insan deseler nasıl hissedersin. Ben Telstar’ım başkası Tengo espana, Azteca, Etrusco Unico,Questra,Fevernova Teamgesit,Jabulani,Brazuca olabilir. Bu saydığım isimlerde ünlü dünya kupası toplarıdır. Yani anlayacağınız bizim çevrede kimse kimseye top demez. Ismiyle hitap eder. Sizdeki gibi aslında. Top aleminde insan diye dalga geçildiğini düşünemiyorum (Gülüşüyoruz)


-Son olarak 1970 Dünya Kupası final maçına siz çıktınız. Final maçıyla bitirelim.


-O maç benim hayatımda asla unutamayacağım bir yerde. Doğrusunu söylemek gerekirse bir finale böyle bir maç yakışırdı. O dünya kupasında Gerd Müller 10 golle gol kralıydı. Ancak Almanya finale çıkamadı. İtalya Almanya’yı uzatmalarda 4-3 mağlup etmeyi başardı. Finalin ismi Brezilya- İtalya oldu. Bu benim ilk ve son dünya kupası finalim doğal olarak. Ama iyi ki öyle bir zamanda olmuş. Sonuç oalrak Pele’nin 1 gol attığı maçı brezilya 4-1 kazandı. Ve kupayı o zaman 3. kez kaldırmıştı.


O dünya kupası çok şeye sahne oldu. Siz de bilirsiniz ki 1970 FIFA Dünya Kupası finallerine katılabilmek için El Salvador ile Honduras takımları arasında yapılan eleme maçları sebebiyle savaş çıktı. Maçta büyük olaylar oldu ve bu olaylar büyüyerek savaşa neden olmuştu. Üç gün süren savaşın sonunda barış imzalandıktan sonra El Salvador Meksika’da düzenlenen Dünya Kupası’na katılma hakkını elde etti.


 

Mustafa Tunahan Yıldız

Öne Çıkanlar

En Güncel Haberler

bottom of page