Taşa Dönüşen İnsanların Şehri: Pompei +18
2000 yıllık bir genelev… 🔞🔞
Bu görseller M.S 79 da Vezüv Yanardağının patlaması sonucu 5,6 mt küller altında kalan Pompeii genelevi odalarının giriş kapılarının üzerine resmedilen freskolar. Pompeii liman, ticaret, tatil ve eğlence şehri idi.
Şehre eğlenmek için gelen ve misafirlere o şehrin dilini bilmeyenler için genelevinin nerede olduğunu gösteren penis işaretleri (levha gibi) yine şehirde sex kölesi olanların ve aynı dili bilmeyen ziyaretçiler arasında anlaşmakta zorluk çıkmaması adına odada hangi pozisyon ve muamelenin yapılacağı resimler odanın girişine resmediliyordu. Yani hizmeti alan ve hizmeti veren kişinin aynı dili bilmesi gerekmiyordu odanın girişindeki görsel içeride yaşayacağı durumu gösteriyor idi.
M.Ö. 79 yılında Vezüv yanardağından yükselen dumanlar birkaç saat içinde Pompei kentini büyük bir mezarlığa dönüştürdü. İki yüz bini aşkın insan yok oldu. İnsanlar lavların içinde kavrulup iki bin yıl boyunca taşlaşmış bir halde kaldılar. Pompe’indeki refah düzeyinin yeniden yakalanması için 1900 sene daha beklemek gerekecekti. Roma İmparatorluğu’nun ihtişamını yansıtan Pompei şehrinin trajik sonunu bugün yeryüzünde bilmeyen hemen hemen yok gibi. Vezüv Yanardağı’nın eteklerinde kurulu olan Pompei ve Herculaneum, Roma’nın ‘‘zevk şehirleri’’ydi. Zengin ve asil Romalılar, genelevleriyle ünlü bu iki kentte hayatın tadını çıkarırdı.
Pompei ve Herculaneum kentleri, milattan sonra 79 yılının 24-28 Ağustos tarihlerinde birdenbire faaliyete geçen Vezüv Yanardağı’nın külleri altında kalarak yok oldular. 19′uncu yüzyılın ortalarında başlayan ve günümüzde de halen devam eden arkeolojik kazılar sonucu, Pompei’nin görkemli geçmişi parça parça gün ışığına çıkarıldı ve çıkarılmaya devam ediyor. Pompei, her türlü zevk ve sefahatın sunulduğu genelevleriyle ünlüydü. Genelevlerin duvarları, müşterilerin iştahını kabartacak erotik ve pornografik fresklerle süslüydü. Romalı ünlü fahişeler, duvarlara kendi özel yeteneklerini ve müşteriye sundukları ‘‘spesiyalite’’ lerini fresklerle yansıtıyorlardı.
Pompei, Roma’da ahlaki dejenerasyonun sembolüydü. Pompei halkı cinsel sapkınlıklara yönelmiş, ahlaka aykırı bir yaşam tarzını tercih etmişti. Pompei’nin helakı, Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla gerçekleşmişti. Vezüv Yanardağı, İtalya’nın, özellikle de Napoli kentinin sembolüdür. Yaklaşık, 2000 yıldan beri suskun olan Vezüv “İbret Dağı” şeklinde adlandırılır. Ünlü Sodom ve Gomorra kentlerinin başına gelen felaketle, Pompei faciası birbirine çok benzemektedir. Vezüv’ün batı yamacında Napoli, doğu yamacında ise Pompei kenti yer alır. Yaklaşık 2000 yıl önce yaşanan bir lav ve kül felaketi, bu kentin insanlarını ani bir biçimde yakalamıştı. Felaket öylesine ani olmuştu ki, herşey 2000 yıl öncesinde olduğu gibi kaldı. Sanki zaman dondurulmuştu.
Vezüv Yanardağı bir şehri tamamen haritadan sildi; kimine göre bu basit bir doğa olayıydı, kimi ise öyle düşünmüyordu.
Pompei’nin böyle bir felaketle yeryüzünden silinmesinde elbette çıkarılabilecek dersler vardı. Tarihi kayıtlar, şehrin yok olmadan önce tam bir sefahat ve sapkınlık merkezi olduğunu gösterir. Şehrin en belirgin özelliği, fuhuşun çok yaygın olmasıydı. Ancak Vezüv’ün lavları bir anda tüm kenti haritadan sildi. Olayın en ilginç yanı ise, kentin günlük yaşantısı içinde, Vezüv’ün korkunç patlamasına rağmen, kimsenin kaçamamış ve adeta olduğu yerde donakalıp felaketin farkına bile varamamış olmasıydı. Yemek yiyen bir aile, o andaki gibi aynen taşlaşmıştı. Sapıklıkları esnasında taşlaşmış pek çok çift bulunmuştu. Daha da önemlisi, bu çiftler arasında, aynı cinsten olanlar, küçük erkek ve kız çocuklar da vardı. Pompei kalıntılarından çıkarılan taşlaşmış insan cesetlerinin, bazılarının yüzleri hiç bozulmadan kalmıştı. Genel yüz ifadesi şaşkınlıktı.
Bu resimlerde görülen bazı taşlaşmış insan görüntüleri şu şekilde elde edilmiştir ; Herculaneum’da insanlar sert lav kalıntılarının altında kaldıkları için bozulmadan çıkarılabilmiş ama Pompeii’de tam aksine yumuşak küller arasında kaldıklarından çıkarma esnasında toz gibi dağıldıkları için dayanabildikleri son seviyeye kadar temizlenmiş, sonrasında ise iç kısımlarına sıvı alçı dökülerek sertleşmesi beklenmiş ve ancak bu şekilde çıkarılabilmiştir
Napoli Körfezi kıyılarındaki sönmüş Vezüv yanardağının civarında yer alan beş şehirden birisiydi ve Roma İmparatorluğunun sefahat merkeziydi. Romalı aristokratlar, her türlü ahlaki kaygı ve kayıttan sıyrılmış olarak burada işret eder, oluk gibi para akıtırlardı. Onları eğlendiren fahişeler ve rahipler ise, keselerini doldurmaya bakarlardı. Ama ne kadar devam edecekti bu çılgınlık?..
Günümüzden yaklaşık 1918 sene önce, imparator Caligula döneminde 23-24 Ağustos 79 günü Vezüv gürlemeye başladı ve Pompei’nin üzerine ölüm yağdırdı. Komşu dört şehir de bu felaketten nasiplerini alarak lavlar altında kalarak haritadan silinmişlerdi. Bugün, kalıntılarından anladığımız kadarıyla felaket günü şehirde normal hayat devam ediyordu. Akşam yaşanacak rezillikler için hazırlıklar sürdüren insanlar o gün havanın oldukça boğucu olduğunun farkındaydılar. Üstelik çok hafif olan bir yer sarsıntısını da hissetmişlerdi ama önemsememişlerdi. Saat 13.00 sularında hafif bir kül yağmuru başlar. İnsanlar, el darbeleriyle silkelenebilecek olan bu külü önemsemezler. Muhtemelen yaşlı Vezüv daha önceleri de böyle ufak tefek faaliyette bulunmuş olmalı ki halk; “birazdan geçer” düşüncesiyle aldırış etmemiştir.
Ancak kül yağmurunu önce lapilli (küçük taşlar), sonra bir kaç kiloluk sünger taşlarının gelmesi takip edince tehlikenin büyüklüğü ortaya çıkar. Halk, birden paniğe kapılır, yükte hafif pahada ağır eşyalarını sırtlayarak limana doğru delicesine kaçışmaya başlarlar. Ne var ki iş işten geçmiştir artık…
Roma İmparatorluğu’na ait bir yerleşim birimi olan Pompei, Napoli’ye oldukça yakın bir konumdaydı.
79 yılında ise Vezüv Yanardağı’nın yaklaşık iki günlük faaliyeti sonrası tüm şehrin üzerini kül ve lav kaplamıştı.
Yaşayan tüm canlılar taştan heykellere dönüşmüştü.
Bunu Tanrı’dan gelen bir ceza olarak algılayanların sayısı hala çok fazla. Peki neden Pompei bir cezayı hak etsin ki?
Herculaneum ve Pompei, Roma İmpatatorluğu’nun şehvet merkezleri olarak biliniyordu.
Küçük yaşta cinsel hayat şehrin alışılmış durumları haline gelmişti.
İmparator Caligula da bu iki şehrin yansıttığı o imajı sevenlerdendi.
Kendi kız kardeşine aşık olduğu söylenir.
Pompei aslında bir ticaret merkeziydi, yine de buraya gemilerle gelenlerin ilk aradığı şey kapılarında penis işareti olan genelevlerdi.
Herculaneum’da lavlardan dolayı insanlar heykel gibi olsa da Pompei’de küller daha etkili olduğundan kalıntıların çıkması daha zor olmuştur.
Şehre kül bulutları ve lavlar ulaştığında çoğu kişinin bu duruma şehvetli anlarda yakalandığı da söylenir.
Pompei’de bulunan vücutlar sertleştirilerek toprak üstüne çıkarılmıştır.
Bu bir helak olma hikayesi midir yoksa basit bir doğa olayı mı bilinmez ama Şehir UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde ve İtalya’nın en çok turist çeken yerlerinden biri.
Mustafa Tunahan YILDIZ
Comentarios