top of page

Türkiye Tarihinin En Ölümcül Sivil Deniz Kazası: “400 ölü”

 

1 Mart 1958 Cumartesi günü meydana gelen olayda İzmit-Gölcük arası sefer yapan “Üsküdar” adlı vapur, İzmit iskelesinden hareket ettikten sonra Derince yakınlarında fırtına sebebiyle battı. Bu olay Japonya sahillerinde batan 655 kişinin ölümüyle sonuçlanan Ertuğrul Gemisi’nden sonra Türkiye denizcilik tarihinin en ağır ikinci bilançosu olarak kayda geçti.

Üsküdar vapuru Şirket-i Hayriyye tarafından Birinci Dünya Savaşı öncesi Almanya’ya sipariş edildi. 1927 de teslim alınan 344 yolcu kapasiteli gemi, İzmit’ten aldığı çoğu sanat okulu ve lise öğrencisi olan 500’e yakın yolcusuyla Karamürsel’e doğru yol aldı. Ancak Derince’nin 500m. açıklarında fırtınaya kapılarak battı.

1950’li yıllarda Karamürsel ve Gölcük’te lise yoktu. Kara ulaşım vasıtaları ise kısıtlıydı. Bu sahil ilçelerinin gençleri aynı zamanda ekonomik olan vapur yolculuğunu tercih ediyordu. Cumartesi günleri yarım gün eğitim verildiğinden dolayı, öğle tatiliyle birlikte öğrencilerin tamamına yakını vapura bindi.

O cumartesi Üsküdar Gemisi’nin kaptanı Mehmet Aşçı yapacağı 12:30 seferini kuvvetli lodos fırtınasına rağmen başlattı. Henüz on dakika varken hareket eden gemi, fırtınaya meydan okuyamadı. 12:20’de hareket eden gemi yaklaşık 26 dakika sonra, 12:53’de battı.

Yolcuların büyük bir çoğunluğu ortaokul, lise ile erkek ve kız sanat enstitüsü öğrencilerin oluşturduğu vapurun son seferi facia ile sona erdi. Bazı kaynaklarda 400, bazılarında ise 500’ün üzerinde yolcu ile sefere başlandığı bilgisi geçiyor. Kaza ile ilgili verilere göre kazadan yalnızca 40 kişinin kurtulduğu tespit edildi.


200 metre yüzme şampiyonu

Faciada can yeleği olmadığı halde karaya ilk çıkan kazazade İzmit Lisesi 4. sınıf öğrencisi’dü. Deniz Albayı Muzaffer Yangöl’ün oğlu olan Türkay, Kocaeli 200 metre serbest yüzme şampiyonuydu.


Üçüncü Gününde Vapurun Yeri Tespit Edildi

Kazanın 3. gününde Üsküdar Vapuru’nun yeri tespit edildi. 14 dalgıç sabaha doğru cesetleri çıkarmaya başladı. Kazanın 4. gününde ölü sayısı 259’a yükselmişti. Tüm aramalara rağmen yakınlarını bulamayanlar için 8 Mart’ta polis eşliğinde ceset araması için izin verildi. Ilk baş balıkçı tekneleriyle arama çalışmaları yapıldı. Yetersiz kalınca kazanın 10. gününde Et-Balık Kurumu gemileri ceset aramaya başladı.


Facianın tek sorumlusu gösterildi

Kazadan itibaren kaptan Mehmet Aşçı hakkında “denize atladı, kendini kurtardı, saklandı” yorumları yapılırken Aşçı, Üsküdar Facia’sının tek sorumlusu gösterildi. Ancak kaptanın cesedi olaydan bir buçuk hafta sonra Et-Balık Kurumu’nun ağlarına takıldı. Kurumun gemi kaptanı 3 acı düdükle ölen kaptanı selamladı ardından ceset ağlardan çıkarıldı.

“Kaptanın cebinden 160 kuruş, bir çakı ve sarı lacivert bir tespit çıktı. İç cebinden çıkan defterinin arasında bulunan bir kağıt parçasında şunlar yazıyordu:

Sana selam eyledi Nuh ile Yahya

Sen bir ulu deryasın

Senden uludur Mevla” (13 Mart 1958 – Akşam gazetesi)


On Dokuzuncu gününde batık vapur çıkarıldı

Kazanın 19. günü 12 saat 10 dakika süren çalışmayla batık vapur çıkarıldı. Vapurun içinde dört ceset bulundu.

Ölen öğrencilerin bir çoğu Gölcük’teki 1 Mart Faciası Mezarlığına defnedildi. Büyük kazadan sonra Gölcük’te Barbaros Hayrettin Lisesi kuruldu. 2 Nisan 1958’de yolcu talebinin dibe vurmasıyla “İzmit Körfez Hattı” tamamen kapatıldı.


 

Mustafa Tunahan Yıldız  

 



This slideshow requires JavaScript.

Öne Çıkanlar

En Güncel Haberler

bottom of page