top of page

Sümer Tanrıları – Sümer Panteonu


Sumerler Aşağı Mezopotamya’da MÖ 2700’ler civarında kendi tanrılar topluluğunu oluşturmuşlardır.Onlar tanrıları insan şeklinde tasvir etmekteydiler.Bu durum onları diğer Önasya toplumlarından ayırmaktadır.Mezopotamya’da hayvanlara, hayvan resimlerine tapınılmamıştır.Hayvanlar tanrıların sembolü durumundadır.Tanrıların sembolü olan boynuzlu tacın kaynağı tam olarak bilinmez. Bu taç aynı zamanda hükümdarlık sembolü olup dışardan geldiği kabul edilir. Aşağı Mezopotamya’da yer alan Sumer kentlerinin her birinin kendine has bir tanrısı bulunmaktaydı. Bunlar, hava tanrısı, gök tanrı, güneş tanrı, ay tanrı, yaratıcı ana tanrı, çoban tanrı ve tahıl tanrı gibi.Bunların kendi kült merkezleri vardı. Enlil’in Nippur’da, Nanna’nın, Ur’da, Utu’nun Sippar’da, Enki’nin Eridu’da tapınakları yer almıştır. Tanrılar yalnızca tapınakta bir yer işgal etmez aynı zamanda bilge tanrı, koruyucu tanrı, yaratıcı tanrı olarak insanların hayatını da düzenlerdi.

Sumerler tanrıları insan şeklinde tasavvur ettikleri gibi onların yaşantısını da insanlara benzetirlerdi. İnsanoğlu gibi onlar da yiyip-içmekte, evlenip yuva kurmaktaydılar. Onların da hırsları, arzuları vardı, sevinçli ya da hüzünlü olduklarına inanılırdı. Şimdi belli başlı Sumer tanrılarını ele alarak konuya devam edelim.


An/Anu

An, Mezopotamya panteonunun baş tanrısı olup, göğün kişileştirilmiş halidir, kutsal rakamı 60’tır.Bütün Mezopotamya tanrılarının en yüksek rakamıdır. Mezopotamya kozmogonisinde, An-Enlil-Enki bir üçlü oluşturmaktadırlar.An’ın ünvanları, “tanrıların kralı”, “göğün kralı” ve “ülkelerin kralı”dır. Eski Sumer Devrinde, An Ur ve Uruk’ta önemli unsurlardan birisidir. MÖ III. binyılın ortalarında Fara tanrı listelerinde geçmektedir ve Uruk kralları tarafından tapınım görmüştür. Sargon dönemine ait Akadca isimlerde geçmektedir.Eski Babil döneminde, özellikle kral kitabelerinde ve panteon listelerinde görülür, Selevkos dönemi Uruk’ta, Anu kültünün bir versiyonu da bulunmuştur.

Tanrı Anum’un dinî hayattaki ve kültteki önemi nispeten küçüktür, yüzlerce ilahi ve duadan yalnızca birkaçı direkt olarak ona hitap etmektedir, onun kült merkezleri Uruk’tadır.Tapınağı ise, É-anna, “Gök tapınağı” anlamına gelir.

Boğazköy’de bulunmuş olan, “Gökteki Krallık” efsanesinde, tanrı Anu’nun Alalu ve Kumarbi ile olan taht mücadelesi anlatılmaktadır.Anu, Hurriler tarafından kendi panteonlarına alınmış ve saygı görmüştür.Ebla panteonunda Sunugaru olarak bilinen Ay tanrısı, Şaggar’ın eşi olarak geçmektedir.

Anunna

Anunnalar bir tanrılar topluluğu olup, Eridu kentinin 50 tanrısı olarak geçer.III. Ur Devri’nde koruyucu ve arabulucu tanrılar olarak görülür.Gudea isimli Sumer kralı onları Lagaş şehrindeki E.ninnu tapınağına yerleştirdiğini anlatır.Enuma-eliş mitinde bunların Marduk için Babil kentini inşa ettikleri görülür.Dünya yaratılmadan önce bunlar büyük ızdıraplar çekmişlerdir.Onlar sürekli aç kaldıklarından çayırları yemek zorunda kalmışlardır.Bunlar önce şiddetli bir yıkıma katılmışlar, sonra da Gılgamış destanına göre Tufan’da tövbekar olmuşlardır.

Anzu

Mezopotamya mitolojisi ve ikonografisinde aslan başlı kartal şeklinde bir yaratıktır.Bu isim IM.DUGUD.MUŞEN yada anzu olarak yazılırdı.Mezopotamya sanatında erken dönemlerden itibaren farklı hayvanlarla birlikte görülür.Aslan başlı kartal Eski Sumer Dönemi’nde farklı sanat eserleri üzerinde bulunur ve her biri kavgacı olarak fakat merkezi figürde iki adet yabani hayvanın yerine konularak koruyucu görev üstlenirdi.Anzu Eski Sumer Devri şahıs adlarında geçer.Louvre Müzesinde bulanan meşhur Akbabalar Sitelinde Ningirsu elinde bu kuşun bir heykelini tutmakta ve Gudea kitabesinde onun yarattığı heykellerle E.ninnu tapınağını dekore ettiğini söyler.Anzu Lugalbanda ve Enmerkar destanında akik taşı dağlarının tepesinde yuva yapmış olarak geçer.Anzu’nun yabani boğaları akşam yemeği için yakaladığı da destanlarda anlatılmaktadır.Ninurta’nın Eridu’ya yolculuğu destanında görülür. Orada tanrı genç Anzu ile Abzu’ya ulaşır ve dostluğunu sunar. Bazı kaynaklarda Anzu’nun şeytan görünümü hâkimdir.Anzu tanrı banyo yaparken kader tabletlerini satarak Enlil’in güvenine ihanet etmiştir.

Enlil

Sumer panteonunda An’ın yerini kısa zaman içinde Enlil alarak baş tanrı olmuştur. Adının anlamı “yeryüzünün beyi”dir. Tanrıların babası, yerin ve göğün kralı, bütün ülkelerin kralı gibi unvanlara sahipti.Sumer düşüncesine göre kralları tahta çıkaran, ülkeye bolluk ve bereketi getiren Enlil’dir.Onun kült şehri Nippur’dur. Bu şehirde bulunan Ekur tapınağı ona aittir. Mezopotamya tarihinin bütün devirlerinde Enlil şahıs adlarında geçmektedir.Sumer ayinsel dualarda görülmektedir. Asur, Babil, Uruk, Kullaba ve Elam’da tapınağı ve kültü vardır. Acemhöyük’te bulunan I. Şamşi-Adad’ın mührü üzerindeki ibarede kral kendisini tanrı Enlil tarafından atanmış saymaktadır.

Enlil, diğer Sami halklar tarafından tapınım görmüş bir tanrıdır.Onun en büyük özelliği yaratıcı tanrı olarak görülmesidir.Bunun yanında, bağışlayıcı, koruyucu, güçlü kuvvetli, adaletli, şefkatli bir tanrı olarak da tapınım görmüş olduğunu gösteren kanıtlar vardır.

Enki/ Ea

Sumer deniz ve okyanus tanrısıdır. Aynı zamanda bilge tanrı olup, Enlil’in kararlarına uygun olarak planları hazırlayıp yeryüzünü düzenleyen olarak görülmüştür. Enki ve Dünya Düzeni mitinden onun yaratıcı özelliklerini öğrenmekteyiz.

Bu tanrı adı, Sumerce É-a “suyun evi” dan gelmektedir. Eski Babil’de, Eski Sumer ve Sargon dönemlerine ait belgelerde Ea, Akadca şahıs adlarında geçmektedir. III. Ur Devrinde kanıtlanmıştır. Bābil ve Asur geleneğinde Ea’nın fonksiyonları Enki ile aynıdır. O bir su tanrısı olup, yaratıcı ve bilge tanrıdır. Sami anlayışında serin su kaynakları ile alakalı gözükmektedir.Mezopotamya’da büyük tanrılar arasında geçmektedir.Orta ve Geç Babil dönemlerinde Ea, Şamaş ve Marduk’tan oluşan üçlünün bir parçasıdır.Akad destanlarında Ea zor görevler üstlenmektedir. Adapa mitinde, onun gerçek gücü belli değildir ve enuma eliş destanında Marduk’tan daha kabiliyetli gözükmektedir. Halep panteonunda Mezopotamya grubunda Ninurta ve Nisaba ile beraber geçer.Geleneksel Kuzey Suriye panteonunda, Emar, Ebla ve Mari metinlerinde geçmektedir.

Enkidu

“Güzel yerin efendisi” anlamına gelir.Gılgamış ve Huwawa, Gılgamış, Enkidu ve Yeraltı Dünyası mitlerinde Gılgamış’ın ulağıdır.Mezopotamya mitolojisinde en büyük entrikacılardan biridir.Vücudu kaba tüylerle kaplıdır. Ceylanlarla birlikte ot yer, hayvanlarla yakın dostluğu bulunur. Gılgamışla yüz yüze görüşür ve onunla fikir ayrılığına düşer. Sonrasında birbirleriyle dost olurlar ve dostlukları destana dönüşür.

Ereşkigal

Sumer yeraltı dünyası tanrıçası “büyük yerin beyi” anlamına gelir.Sumer kurban listelerinde ve III.Ur Devrine ait tapınak sunularında bilinir.Bu tanrıçaya adanmış dua ve ilahiler azdır.Bir kaç mitolojide önemli rol oynar.Mitolojiye göre dünyanın yaratılmasından sonra yeraltı ruhlar aleminmde bulunuyordu.İnanna’nın yeraltı dünyasına inişi mitinde tanrıçanın kız kardeşi ve kader arkadaşıdır. Eski Babil Devri’nde Nergal’in karısı olarak görülür.Nergal ve Ereşkigal miti Orta Babil (Amarna) ve Yeni Asur Devrine ait (Sultantepe) tabletlerde geçer.

Dumuzi

Sumerlerin çoban tanrısı olup, Eski Sumer Çağı’na ait Şuruppak’tan ekonomik belgelerde, tanrı listelerinde ve şahıs adlarında görülür. Sumer kral listelerinde iki farklı Dumuzi bulunur. Birisi çoban Dumuzi, Tufandan önceki Babtibira’nın kralıdır. Diğeri ise balıkçı olarak Uruk’un ilk kralıdır.Uruk’tan tapınak ilahilerinde ve kült belgelerinde geçer. III. Ur Devri kralları Uruk’un dinî ve edebî geleneklerinin tarafını tutarak kendilerini İnanna’nın kocası rolünde Dumuzi ile eşimsemişlerdir.

İnanna/İştar

Sumer tanrıçası olup, göğün hanımefendisi unvanı vardır. Fara tanrı listelerinde An ve Enlil’den sonra, Enki’den önce gelmektedir. Bu tanrıça daha çok aşk ve savaşla ilgili gözükmektedir. III. binyılın ortalarına ait Kiş kral yazıtlarında geçmektedir. Nanna ay tanrısı olup, onun kızı tanrıça İnanna ve oğlu güneş tanrısı UTU’dur.

Mezopotamya’da iki tanrıçanın eşimsenmesi, Akadlı Sargon’un Sumer-Akad birleşik imparatorluğunun teolojik olarak kuruluşunun bir sonucu olarak görülmektedir. Ay tanrısı Sin ile Nanna eşitliği de buna benzer. Tanrıça İştar, Mari panteonunda yer almaktadır.Ayrıca, Ebla şahıs adlarında geçmektedir ve Ebla’da III.ve II. binyıllarda alt tabaka Sami halkların tanrıları arasında yer almaktadır. Kuzey Mezopotamya, Suriye ve Anadolu’da İştar Ninive Şauşga’sı olarak geçmektedir.Nuzi’de, Teşup ve Şauşka kardeşler şeklinde görülür.

Im/Adad

Bu tanrı ismi etimolojik olarak, Arapça hadda “kırmak” ve haddat “gök gürültüsü” ile alakalıdır. Adad, Mezopotamya’da IM logogamı ile yazılır ve Akadlı Sargon öncesi dönemde de kanıtlanmıştır.Adad’ın esas tapınım gördüğü yer Kuzey Babilonya ve Suriye’dir.Ebla’da şahıs adlarında görülür. II. binyılda Adad Halep şehrinin tanrısıdır. Ancak, diğer Suriye şehirlerinde ve özellikle batıda diğer fırtına tanrıları olan Baal ve Dagan ile birleşmiştir.Adad’ın yağmur ve fırtına tanrısı olarak iki görevi vardır.Onun bereketli yağmurları getirdiğine inanılır.Adad, Şamaş ile birlikte gökyüzünün koruyucu tanrısıdır, bu tanrılara rahipler tarafından birlikte dua edilir.Ayrıca, Şamaş, Adad ve Marduk, Babil şehrinin tanrısıdırlar. Ugarit’te, Hadda, Hadad olarak bilinir ve anlamı “gök gürültüsü”dür. Adad’ın, Asur’da önemli bir tanrı oluşu onun için ilk Asur krallarının bir tapınak yaptırdığından anlaşılıyor.Adad tapınağı, I. İrişum tarafından yapılmaya başlanmış ve onun ölümünden sonra oğlu ve halefi İkunum tarafından tamamlanmıştır.Yeni Asur Devri’nde ise, I. Tiglat-pileser Asur şehrinde bir Anu-Adad tapınağı yaptırmıştır.

Lamassular

Sumer koruyucu tanrı veya demonu olup, arabulucu rolü oynamaktadır.Er Hanedan Devri Lagaş panteonundan tanınır.Bu tanrının kültü Eski Babil döneminde popülerdir.Silindir mühürler üzerinde tasvir edilmiştir.Bu tarihten itibaren Lamassu genelde kuvvet verici koruyucu bir terim olmuştur.Asur’da şedu ve Lamassu olarak bilinen tapınaklar ve saray tören geçit yollarının yanında dev gibi insan başlı boğa veya aslanlar vardır.Bunların söz konusu binaları kötülüklerden koruduklarına inanılmaktadır.

Resim 4.1 Mezopotamyaharitası

Lugalbanda

Sumer tanrılaştırılmış kahramanıdır.Uruk’un ilk hanedanından 3.kral olarak listelerde geçer. Enmerkarın oğludur.Fara tanrı listelerinde Ninsu’nun kocası olarak bulunur.Eski Babil Devri’nde Nippur ve Uruk’ta tapınım görmüştür.Gılgamış ve Huwawa destanında Ninsu’nun kocası, Gılgamış’ın babası olarak geçer. Güney Mezopotamya belgelerinde, edebî ürünlerde görülür.

Lugalbanda’ya ait birkaç destan bulunur. Bunlardan birinde Lugalbanda’nın rakibi Mezopotamya’nın uzak doğusunda bir yer olan Aratta’dır. Enmerkar ordusuyla dağları aşarak Aratta’yı kuşatmak üzere varır. Lugalbanda onunladır. Bu şekilde o aniden felç geçirir ve düşmanların eline geçer. Lugalbanda ve Anzu destanında ise, kahramanımız kendinî Zabu dağının zirvesinde yalnız bulur. Arkadaşları Aratta’ya giderken o, güçlü Anzu kuşunu aramaya karar verir.

Nanna/Sin

Ay tanrısı Nanna, Ur şehriyle alakalı olup, aynı zamanda ayın sembolik rakamı 30’dur. Nanna, Fara’da bulunan Eski Sumer tanrı listelerinde geçmektedir.Nanna’ya en azından II.binyılın ikinci yarısına kadar Ur’da tapınılmıştır. Onun tapınağı, É-kişnugal Sumer tapınak dualarında geçer.Akadca isimlerde geçmektedir. Onun adına pek çok tapınaklar yapılmıştır. Ur-Nammu tarafından, Ur şehrinde yaptırılan Ziggurat en önemlileri arasındadır.Sumer düşüncesinde, gecenin gündüzü getirdiğine inanılmaktadır. Gece bitkilerin büyümesi, Ay tanrısı Nanna’nın bereket tanrısı olduğunu da göstermektedir. Nanna’nın Nippur’a yolculuğu isimli metinde verimlilikle ilgilidir. Harran’da ise É-hulhul tapınağında tapınım görmektedir.Tanrı listelerinde Sin, Şamaş, Adad ve İştar gibi büyük tanrılar arasında yer almaktadır.Astral tanrılar arasında tanrı Sin bereket ve bolluğun sembolüdür.Pek çok dua bu tanrıya adanmıştır.Babil mitolojisinde önemli rol oynamaktadır.

Ningirsu

Lagaş şehrinin baş tanrısıdır.İlk defa Fara tanrı listelerinde geçer.Bütün Lagaş kralları tarafından tapınım görmüştür.Bir şehir tanrısı olarak yalnızca sınırları koruyan biri olmayıp ayrıca ovalara bereket getiren bir özelliğe sahiptir.Adına kanallar ve su yolları yapılmış, festivaller düzenlenmiştir.Tapınağının adı, E.ninnu’dur. III. Ur Devri (MÖ 2100-2005)nde Gudea tarafından bu tapınak yeniden inşa edilmiştir.

Ningişzida

Anlamı güzel ağacın efendisidir.Yeraltı dünyası tanrıçasıdır.Sumerce tapınak ilahilerinde onun evi karanlık mahzendir.Lagaş beyi Gudea tarafından şehrin baş tanrısı yapılmış ve kendi şahsi tanrısı olarak anmıştır.Ayrıca Şuruppak, Ur, Umma, Uruk’ta tapınım görmüştür. Ningişzidanın ölüler diyarının ruhlarına ait tanrı listesinden bilgi sağlanır. Buna göre onun amblemi boynuzlu yılandır.Gılgamış onu yeraltı dünyasını yönetmekle görevlendirmiştir.

Ninşubur/İlabrat

Sumer tanrı/tanrıçası ve doğunun beycesidir. Eski Sumer Devri’nde Lagaşlı Uruiningina’nın koruyucu tanrısıdır. Yeni Sumer Devri’nde şahıs adlarında geçmektedir.Sumer tapınak ilahilerinden Akkil’de bir tapınağı olduğu görülmektedir. Mitolojik belgelerde Ninşubur, An ve İnanna’nın veziri olarak geçer. Er Hanedan Devri’nde kutsal sunularda geçmektedir.İnanna’nın yeraltına inişi efsanesinde kadın olarak görülür. Vezirlik fonksiyonları çeşitlidir.Ninşubur, Asurlular arasında tapınım görmüştür.Tanrı Aşşur ile birlikte dua cümlelerinde geçmekte ve tanık olarak gösterilketedir (Aşşur ve atalarımızın tanrısı İlabrat şahit olsunlar şeklinde geçer).

Nisaba

Sumerce NAGA işaretiyle ve hububat çeşitlerinin farklı türlerinin determinatifiyle yazılır.İkonoğrafik sembolü mısır başağıdır.Erken yazılı belgelerde karşımıza çıkmaktadır.Fara listelerinde geçer.Uruk’un hanımefendisi olup Umma’da tapınım görmüştür.Lugalzaggesi, onu annesi olarak çağırmaktadır.Onun zamanında ve takiben Akad Devri’nde bu tanrıçanın kültü Sumer şehirlerine yayılmıştır. Gudea’ya göre o, Ningirsu ve Nanşe’nin kız kardeşidir. II. binyılın yarısında popüler bir tanrıçadır.

Ninhursag

Lugal.e mitinde, bu unvanı oğlu Ninurta’nın düşmanları tarafından yenilip hursag kayalıklarını yığdıktan sonra alması anlatılır. Önce Fara tanrı listelerinde geçer.Onun unvanları tanrıların anası, çocukların anası şeklindedir.Kiş, Lagaş ve Ubeyd’de tapımı bulunur. Er Hanedan Devri’nden Eski Babil Devri’ne kadar tanrıçanın kültü Kiş şehrinde devam etmiştir. Pek çok kral kendini onun sevgilisi olarak anmış ve onun adına tapınaklar yaptırmıştır.

Ninurta

Mezopotamya, “yıldırım, savaş ve av” tanrısı olup Sumerce “evrenin beyi” anlamına gelmektedir.Enlil’in oğludur.Kült yeri Nippur’dadır.Ningirsu ile eşimsenmiştir.Ninurta’nın sembolik sayısı 50’dir ve Lagaş’taki tapınağı É-ninnu “Elli’nin mabedi” anlamına gelmektedir.Savaş tanrısı olarak, Orta Asur ve Yeni Asur dönemlerinde askerlikte özel şöhrete kavuşmuştur.Asur kralı II.Aşşur-nasir-apli, Ninurta’ya uzun bir zafer şarkısı söylemektedir. I. Tiglat-pleser yazıtlarında ise, avcı tanrı olarak geçmektedir. Kültepe metinlerinde, Tanrı İnimmanizi’nin Ninurta’nın veziri olduğu belirtilmektedir.

Usumi

Sumerlerin iki yüzlü tanrısı Usumi, Kültepe’de bulunan Anadolu grubundaki mühür baskılarının tapınım sahnelerinde ve tanrı alaylarında, Bābilli özelikleri ve Anadolu’da kazandığı yeni hususiyetleriyle önemli bir yer tutmaktadır. Usumi, mühürlerde genellikle dua eden kişiyi Ea’ya haber verirken tasvir edilmiştir. Usumi’nin Anadolu grubu mühürleri üzerinde domuza binmiş olarak görünmesi, bu olayın MÖ 2.başlarında Anadolu’da vuku bulduğunu göstermektedir. Usumi, Kültepe dışında Konya Karahöyük’te yapılan kazılarda ortaya çıkarılan mühürler üzerinde de görülmektedir.

Sumerlerin tanrısı Ea’nın veziri olan Usumi’nin, Koloniler Çağı’nda Anadolu halkınca tapınım gördüğü anlaşılmaktadır. Yerli üsluptaki mühürler üzerinde onun tasvirinin bulunuşu yerli halkın onun bayramını kutlamış olduğunu gösterir. Usumi’nin Etrüskler aracılığıyla İtalya’ya götürüldüğü ve Ianiculum kentinde tapınılmış olduğundan sonradan Roma Devri’nde bu tanrıya Ianus denildiği anlaşılmaktadır.

Utu/Şamaş

Babilonya güneş tanrısı olup, çoğunlukla UTU logogamıyla yazılmaktadır.Sargon öncesi Akadca isimlerde geçmektedir.Şamaş, daha sonra Kenanlılar ve Araplar tarafından tanrıça olarak kabul edilmiştir. Ancak, Sumer güneş tanrısı UTU’nun etkisiyle erkek bir tanrıya dönüşmüştür.Akadlı Şamaş, adalet tanrısı olarak önem kazanmıştır, göğün ve evrenin beyidir. Kült merkezi Sippar’dadır. Burası M.Ö. II. ve I. binyılda önemli bir şehirdir. Akad güneş tanrısı Şamaş ile Sumerce UTU’nun eşimsenmesi oldukça eskidir.Samice Şamaş bir tanrıçadır. Eski Sami şahıs adlarında kadın özelliği az geçer.

Şamaş, Mezopotamya’da Sin ve İştar’la birlikte bir üçlü oluştururlar. Babilli Hammurabi yazdırdığı kanun stelinde adaletin tanrısı olan Şamaş’tan kanunları alırken görülmektedir. Mari panteonunda, “göğün güneş tanrısı” ve Şamaş önde gelmektedir. Ayrıca, şahıs adlarında da geçmektedir. Ebla panteonunun başında alt tabakaya ait olan Kura ile iki Sami tanrısı, Fırtına tanrısı ve Güneş tanrısı Şamaş görülmektedir.

Öne Çıkanlar

En Güncel Haberler

bottom of page