top of page

Yaklaşık 80 Bin Köpek Ölüme Terk Edildi

 

“1910 yılında, Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden ve Jön Türklerin başa geçmesinden bir yıl sonra, İstanbul’daki sokak köpeklerinin ortadan kaldırılmasına karar verildi. Mesele büyük bir hızla halledildi. İlk iş olarak yavrular yok edildi. Başlarda köpeklere şehir kapılarında bakılması düşünüldü, ancak köpeklerin büyük bir gürültüyle karşı koyacağı hesaba katılmadı. Balık istifi gibi yığılmış, gece gündüz uluyan, hiç durmadan kapışan köpeklerin olduğu yerde yaşamak imkansız hale geldi. Birbirlerini yiyen köpeklere bakmayı insanların içi kaldırmıyordu. Halk bu sürgün cezasına karşı çıktı. Belediye de işi daha iyi bir çözüme ulaştırmak için bu gürültücü hayvanları kimsenin yaşamadığı Sivriada’ya göndermeye karar verdi; Açıklamalara göre orada yirmilik gruplar halinde tutulacaklardı. Ancak bugüne kadar et artıklarıyla yaşamaya alışmış olan bu köpekler, önlerine atılan ekmeğe dönüp bakmıyor, onun yerine kardeşlerini yiyorlardı. Çoğu öldü, güneşin altında kalan cesetleri yüzünden adaya çıkmak imkansız hale geldi. Terk edilen bu köpeklerin binlercesi art arda can verdi. ” (Catherine Pinguet-İstanbul’un Köpekleri kitabından)

Yaklaşık 80 bin köpek bu adaya konulup ölüme terk edildi. Bu olaydan kısa bir sure sonra İstanbul’da meydana gelen büyük deprem şehir halkı tarafından “tanrının gazabı” olarak nitelendirildi ve sağ kalan köpekler şehre geri getirildi. Bu katliamdan sonra devlet eliyle yürütülen bu köpek kıyımına karşı harekete geçen bir grup nüfuzlu Osmanlılı, 1912 yılında Himaye-i Hayvanat Cemiyetini kurdu. Dernek, o dönemde Beyoğlu Belediyesinin bünyesinde hayvanlara uygulanan zulmü bitirmek, iyi muameleyi özendirmek gibi amaçlarla kuruldu. Köpek sürgününe karşı büyük kampanyalar yürüttü. 1911 yılından sonra kayıtlarda hiçbir köpek katliamına ya da sürgününe rastlanmaması bu derneğin başarıya ulaştığını gösterir.

Konu hakkında Piyer Loti : “Sokaklarında köpeklerin olmadığı bir İstanbul’u düşünemiyorum!” demişti 1910’da yaşananlar tarihimize utanç olarak yazılacak bir olayla sonlandı. Bugün tarihin derinliklerinde bu katliam unutulmaya yüz tuttu. Bunun tek sorumlusu kendini entelektüel olarak tanıtan Beyaz Türklerdi.

 

Mustafa Tunahan Yıldız

 

Öne Çıkanlar

En Güncel Haberler

bottom of page